Devrim Gazetesi

Yeri geldiğinde “5 bin yıllık tarihimiz var” diye bağırıyoruz ama her ne hikmetse tarihi Osmanlıdan bahsediyoruz…
Zannedersiniz 1299’da gökten zembille inip Anadolu’ya yerleştik. Hatta tarihi daha da yakına çekip geçmişi Fatih’le başlatıyoruz. Tabi insan merak ediyor.  Bu kadar Osmanlı merakı nereden geliyor?
Çağdaş ülkeler seviyesine çıkmayı hedefleyen bir ülke neden padişahlığa meraklandı? Önce tek adam için anayasa değiştirildi. Tek adam kendine saraylar yaptırmaya başladı. Osmanlı yıkılırken borç alıp saraylar yaptırıyordu, bu tek adam da dış borçları Atatürk orman çiftliğinde 1100 odalı saraya; Marmaris Okluk koyunda yılda belki 10 gün kullanılan yazlığa; Ahlat’ta hiç kullanılmayan saraylara; altın varaklı mobilyalarla süslenmiş devasa makam odalarına yatırdı. Yetmedi mevcut sarayları hizmete özel çalışma ofislerine dönüştürdü. Biliyordu ki nerede saray varsa orada soytarı, dalkavuk, entrika, sadakat vardır. Sevgisiz, mutsuz büyümüş, gençliğini yaşamamış insanların ego tatmininin üst sınırı.
İmamı yellenen cemaat ne yapıyor? Cemaat parayla, makamla dolayısı ile padişaha kaç metre yakın olmasıyla ölçülen kast sistemi kurmuşlar. Makam odalarını altın varaklı mobilyalarla döşetiyorlar. Saltanat kayıkları alıyorlar. Her yıl makam arabalarının modelini değiştiriyorlar. Saray ve şürekasına han hamam, tebaaya din iman propagandası son sürat devam ediyor. Saltanat sistemi ortaya çıkmasın diye Sayıştay raporları mecliste okutulmuyor.
Merkez Bankası başkanı gibi bazıları arada sırada dile düşüyor. Zannedersin bankanın sosyal tesisini ailesine tahsis eden yalnızca o. Ofis katına mutfağı yalnızca o yaptırdı. Aile bireylerine yalnızca o araba tahsis etmiş; liyakata önem vermeden istediğini işten çıkarıp istediğini işe alan yalnızca o. Çalışanlarına köle muamelesini yalnız o yapıyor. Kadın uzun yıllar ülkeden uzak yaşamış, ülkeye dönmüş. Bakmış ki iktidar partisinin bir belediye başkanı bütün akraba hısımlarını liyakata, yasalara bakmadan devlet kurumlarında işe yerleştirmiş.
Kardeşinin ifadesine göre, seçilmeden önce meteliğe kurşun atan başka bir belediye başkanı 5 yılda Karun olmuş. Anayasa kararları uygulanmaz olmuş. Yasalara rağmen hukuk guguk olmuş. İstanbul el altından başkent yapılmaya çalışılıyor. Hırsızlar baş tacı yapılmış. Saray erkanının yaptıklarını anlatmaya sayfalar yetmez. İktidarda olanların bu davranışlarını görünce saltanatın geri geldiğine kanaat getirmiş ve düzene uymuş.
Biz de neden Osmanlı’ya bu kadar sarıldılar diye merak ediyoruz. Cahilliğimize verin…