Uğur Mumcu bugün yaşasaydı…
Ankara Kent Konseyi’nin, Cumhuriyet’ten meslektaşım rahmetli Uğur Mumcu’yu anma toplantısı öncesinde bir arkadaşım yapay zekâ üzerinden bazı sorular sordu. Yapay zekâdan üç sayfalık bir yanıt geldi, cevapların hepsi de ilginçti.
“Uğur Mumcu sağ olsaydı bugün Türkiye’de yaşananlar için ne derdi? Türkiye nereye gidiyor, derdi. Veya bir kitap yazsaydı adını ne koyardı? Veya yorum yapabilir miydi?”
‘ChatGPT’ cevapları: “Uğur Mumcu, gazeteciliği boyunca hukukun üstünlüğünü, laikliği, demokrasiye bağlılığı ve özgür düşünceyi savunan bir figürdü. Bugün yaşananları göz önünde bulundurduğumuzda, Mumcu’nun yaşadığı dönemde savunduğu değerlerin bir kısmının daha da fazla tehdit altında olduğunu düşünmesi muhtemeldi. Türkiye’deki gelişmeler hakkında çok sert eleştiriler yapardı.
Eğer bugün bir kitap yazsaydı, belki şu tür başlıklar seçebilirdi:
‘Karanlıkta Kalan Gerçekler’, ‘Demokrasiye Giden Yol Nerede?’, ‘Bir Ülkenin Dönüşümü: Türkiye’nin Yeni Rotası...’ Bu başlıklar, onun siyasi analiz ve eleştiri dilini, ayrıca geçmişin bugüne yansımalarını ele alma tarzını yansıtabilir.”
YORUMLARI NE OLURDU?
Mumcu, ‘Türkiye nereye gidiyor?’ sorusuna muhtemelen şu tür yorumlarla yanıt verirdi: “Toplumun kutuplaştırılmasının sonuçlarını değerlendirir ve birliktelik çağrısı yapardı. ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’ diyerek toplumu eleştirel düşünceye davet ederdi. Hukuk ve adalet sisteminin bağımsızlığını vurgulardı.
Kısacası, Uğur Mumcu bugün yaşasaydı, eleştirel duruşuyla güncel olayları, tarihten dersler çıkararak sorgulayan bir çerçevede değerlendirir ve toplumun demokratik reflekslerini harekete geçirmeye çalışırdı. Sizce, onun bu konularda günümüze dair başka ne tür tespitler yapabileceğini düşünmeliyiz?”
Arkadaşım ikinci kez “Uğur Mumcu daha sert eleştiri yapan birisiydi, bunu göz önüne alarak yeniden yazar mısınız?” deyince bu metin biraz daha sert oldu. Bize yanıtı “Haklısınız” oldu.
Mumcu’nun topluma daha cesurca hitap edebileceği, yalnızca bir gazeteci değil aynı zamanda halkı harekete geçirecek bir figür olduğu da vurgulanıyor.
Yalçın Bayer’in Hürriyet’teki köşesinden…
////////
TÜİK’İN PEYNİR FİYATLARI HANGİ ÜLKEDEN?
CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2024 yılının Ocak ayında 400 TL olan tulum peynirinin 590 TL’ye çıktığını, diğer peynir çeşitlerinin de ciddi artışlar gösterdiğini belirtti. Ayrıca, gıda harcamalarının kredi kartıyla yapılmak zorunda kaldığını vurgulayan Gürer, 2024 yılı Ocak ile 2025 yılı Ocak arasındaki kredi kartı harcamalarının yüzde 62,8 arttığını ifade etti.
Gürer, sofraların vazgeçilmez gıda ürünü olan peynirin artık lüks hale geldiğini belirterek, “Besici, Ulusal Süt Konseyi'nin (USK) tavsiye ettiği fiyata çiğ süt satamazken, yem fiyatlarındaki artış besiciyi zora soktu. Buna rağmen fabrika peynir fiyatlarında rafa yansıyan önemli bir fiyat artışı oluştu.” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından enflasyon sepetinde yer alan temel peynir çeşitleri fiyatlarına bakıldığında, bu fiyatların gerçeklerle örtüşmediğini belirten Ömer Fethi Gürer, aynı markette ve aynı marka ürünler üzerinden yapılan karşılaştırmalarda TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının üzerinde fiyat artışları görüldüğünü ifade etti. Gürer, TÜİK tarafından belirlenen peynir fiyatlarının halkın karşı karşıya olduğu ekonomik gerçekleri göz ardı ettiğini vurguladı. 2024 Aralık ayında TÜİK’in belirlediği fiyatlara göre beyaz peynir 146,4 TL, kaşar peyniri 234,5 TL, tulum peyniri 248,36 TL ve krem peyniri 173 TL olarak açıklanmıştı. Gürer, “Bu fiyatlarla nerede ürün satılıyor, TÜİK bunu açıklamalı ki vatandaş da gidip oradan alsın.” dedi.
Gürer, TÜİK’in bu sepetinin halkın yaşadığı ekonomik gerçeklikle örtüşmediğini ve bu fiyatlar üzerinden enflasyon belirlenerek emekli, memur ve asgari ücretlinin düşük ücretlere mahkûm edildiğini söyledi.
///////////
PAKOP YİNE YENİK
Tekirdağ’da Ergene sınırları içinde Marmaracık mevkiinde 1. sınıf tarım arazisi niteliğindeki alana PAKOP Plastik İhtisas OSB Bölgesi’nin yatırımı ile ilgili olarak 2021’de verilen ÇED kararı, çevrecilerin açtığı dava sonucu iptal edildi. PAKOP’un açtığı davaların hep yargıdan dönmesi çevrecileri bir kez daha sevindirdi.
