TÜSİAD NE DEDİ?

Dünyada teknoloji bizde ise olaylar baş döndürücü hızla ilerliyor. Son anti-demokratik (!) olayımız da TÜSİAD’ın (Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği) tespit ve önerileri.
TÜSİAD, 4 bin 500 üye şirketiyle ihracatın yüzde 80’ini yapan, istihdamın yüzde 57’sini karşılayan, kurumlar vergisinin yüzde 80’ini ödeyen, kamu hariç çalışanların yüzde 57’sini istihdam eden bir STK.
2025 yılı olağan toplantısında Yüksek İstişare Kurulu Başkanı konuştu:
“Kartalkaya’da 78 insanımız yanarak öldü.
Geçen yıl Erzincan-İliç’deki madende meydana gelen toprak kaymasında 9 işçi hayatını kaybetti.
İki yıl önce yaşadığımız depremde on binlerce insanımızı, usulüne uygun yapılmadığı için yıkılan binaların altında kaybettik.
2014 yılında Soma Kömür Madeninde meydana gelen yangında 301 işçi hayatını kaybetti.
Tüm bu ve benzer ölümlerin ardında, tesis sahiplerinin yönetmeliklere uygun yatırımları maliyet sebebiyle yapmaması ve denetim eksikliği var.
Kaliforniya’da koca Los Angeles yandı, Japonya’da daha büyük depremler oldu. Kaç kişi öldü?
Bizdeki ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur.
Sistemin nasıl düzeleceği de bellidir: Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizmaları olmalıdır. Sorumlular görevlerinden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir.
Son haftalarda günlük hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz.
Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor.
Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.
Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.
Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar sebebiyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturma açılıyor.
Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor.
Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor.
Bu olaylarda suç vardır-yoktur diyemeyiz.
Ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların, toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz.
Ayrıca tutukluluğun bir istisna değil bir kural haline geldiğini, kanunlar değişse de kangren haline gelmiş sorunların çözülmediğini görüyoruz.
Ancak bugünkü endişe verici ve güvensizlik ortamına rağmen ülkemizin geleceği ile ilgili umudumuzu hiç yitirmedik.
Çünkü biliyoruz ki doğru politikalarla ülkemiz kalkınır ve vatandaşlarımız kendini mutlu hisseder.
Bu nedenle inandığımız doğruları bıkmadan usanmadan dile getireceğiz.”
TÜSİAD bu tespitleri yaptıktan sonra çözüm önerilerini de sunuyor.
Konuşmadan kısa bir süre sonra TÜSİAD’a cevaben, ilk olarak Adalet Bakanı, aba altından sopa gösteren bir tweet atıyor. Ve peşinden konuşmacı hakkında soruşturma açılıyor. Bu hamleyle son günlerdeki olağandışı olaylara bir yenisi daha ekleniyor.
Aklıma, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı iddia edilen bir Afrika ülkesi devlet başkanının yabancı gazetecilere yaptığı açıklama geldi:
“Ülkemizde herkesin düşünce ve ifade özgürlüğü vardır. Ancak ifade ettikten sonra neler olur bilemem.”
Gerçekten dertleri ülkenin refahı ve mutluluğu ise, yurt içinde birlik ve beraberliği kuvvetlendirme isteklerinde samimi iseler:
İktidara:
- TÜSİAD ve diğer STK’ların tespit ve önerilerine kulak vermesini;
Muhalefete de:
- Her fırsatta, parlamenter sisteme geçileceğini dile getirmesini,
- Gölge kabinenin, vatandaşların esas dertlerini nasıl çözümleyeceklerini her platformda açıklamalarını,
- ‘Elektronik seçim’e karşı tedbirler almasını öneriyorum.

