ŞERİATÇI EĞİTİME TAM GAZ

10 01 2025
258 kez okundu
aydinliddo@gmail.com

Gerici tarikat ve cemaatleri savunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in düşünme, sorgulama, eleştirme, yorumlama yetisinden yoksun ruhsuz nesiller yetiştirme projesi, tam gaz devam ediyor.
Tarikat ve cemaatler, şeriat ilkelerine dayalı radikal dinci eğitimlerini yurtlar, medreseler, özel evlerden sonra şimdi de kolej sıralarına kadar taşıdı. İçlerinde başta Işıkçılar olmak üzere, Nakşibendiler, Halvetiler, Rufailer, Menzilciler, Aczmendiler, Ticaniler ve Uşşakiler gibi tam 71 tarikat ve cemaat, kendi eğitim mevzuatlarını oluşturuyorlar.
Yusuf Tekin, “Sizin tarikat-cemaat, bizim STK dediğimiz yapılar” diye TBMM kürsüsünden haykırmıştı. Anayasa, yasa, yönetmelik ve eğitim yönergelerini tanımıyorlar. Tarikat ve cemaatlerin radikal dinci eğitimi meşrulaştırılıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre 2024 yılı için; 12 bin 42 özel okulun 1,5 milyon öğrencisi bulunuyor. Bu okulların 3’te 2’si, yaklaşık 8 bin okul sözde STK denilen tarikat ve cemaatlerin elinde. Hedef kitle çocuklarını okutma güçlüğü çeken yoksul aile çocuklarıdır. Yoksul ailelerin masum çocukları maddi ve ideolojik yöntemlerle, Türk toplumunun geleceği tarikat ve cemaatler tarafından bölüşülüyor.
Adını buraya yazmakla sığdıramayacağım kadar çok tarikat ve cemaat örgütleri gerek vakıf, gerek hafızlık eğitimi, ilim yayma gibi adlar altında özel eğitim sektörüne hakim oluyorlar. Yatılı Kuran kursu, gençlik kampı, kitap kafe, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise hatta üniversite kuruyorlar. Dinci radikal eğitim gereği, kız erkek öğrenci karma sınıflarını ayırıyorlar. Öğrenci katlarını, teneffüs saatlerini bile ayırıyorlar. Hatta kız ve erkek öğrenciler için ayrı kolejler açtılar.
Özellikle kız öğrenciler adını yeni duyduğumuz bir dernek olan Huma Hatun derneğine yönlendiriliyor. “Yetim ve yoksul çocuklarımız” sloganı ile okul öncesinden aldığı çocukları ücretsiz barınma ve beslenme garantisi vererek tarikat yuvalarına çekiyorlar. Burada Gazeteci Sultan Uçar’ın yazdıklarına göre; “İstanbul’da bir liseleri de vardı. Resmi kayıtlarda ‘yok hükmünde’ bu sözde okulun adı, ‘Külliye Kültür Merkezi’ olarak değiştirildi. Sakallarını sıvazlayan sarıklılar, külliyede yoksul aile çocuklarının beyinlerini yıkıyor.” 
Ortaokul, lise düzeyindeki kız ve erkek öğrencilere, ayrı ayrı okullarda Arapça ve medrese eğitimi veriliyor. Ezber yeteneği yüksek olan öğrenciler tam hafız olurken, durumu zayıf olan öğrenciler çeyrek hafız gibi isimler alıyorlar.
Takdir ve teşekkür belgesi yerine “İslam’ın Kızı, İslam’ın Oğlu” gibi uydurma belgeler vererek daha beş yaşındaki çocukları militanlaştırıyorlar. Peki sormak lazım MEB’e bağlı devletin diğer okullarında okuyanlar, gavurun çocukları mı? 
Duyduk ki bu tarikat ve cemaatler müritlerini cübbe, sarık, şalvarı, asa, başörtü bağlama şekilleri, çarşaf renkleri gibi özellikleri ile birbirinden ayırıyormuş.
Anlaşılan MEB şeriat eğitimi için tam gaz son aşamaya geldi. Ancak bilmek gerekir ki Milli Eğitim Bakanının tarikatlarla iş birliği yapması anayasaya aykırıdır. O nedenle Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve İstanbul Barosu suç duyurusunda bulundular. Bunun üzerine MEB Yusuf Tekin çark etti. “Hukuk devletinde yaşıyoruz, herhangi tarikat ve cemaatle protokol imzalamamız söz konusu değil.” deyip işin içinden çıkıverdi. Ne kadar inandırıcı halkımız karar versin.

Whatsapp