‘KIVILCIMI SÖNDÜRMEYEN ATEŞİ ZAPT EDEMEZ’

Yazının başlığı ünlü Rus yazar L.N. Tolstoy’un aynı adlı eserinin ismidir. Hikâyede, Rusya kırsalında bir zamanlar dost olan iki komşu ailenin, zaman içinde birbirine düşman olması anlatılır. Düşmanlıkları o kadar şiddetlenir ki; bu düşmanlık için yaşamaya ve diğerini yaşatmamaya ant içerler. Bir zamanlar mutlu mesut ve kardeşçe yaşamış olan ailelerin hasta büyüklerini dahi dinlemezler. Kendi haklılıklarını ispat için, açmadıkları dava kalmaz. Ancak adalete de pek güvenmezler ve kendi adaletlerini de uygulamaya koymaktan geri durmazlar. Sonunda ailelerden biri, diğerinin evini yakmaya karar verir. Hesaba katmadığı başına gelir, attığı kıvılcım kendi evine de sıçrar ve iki ailenin de tüm varlıkları kül olur. O zaman kulaklarında çınlar aile büyüklerinin kendilerine verdiği öğüt:
“Kıvılcımı söndürmeyen ateşi zapt edemez.”
Güzel ülkemin hali de pek farklı değil. Şiddet her yanımızı sarmış durumda. Trafikte, aile içinde ve hatta okullarda… Herkes kendi haklılığın peşinde. Doğrunun ne olduğunu düşünmüyor, küçük kıvılcımların bir alev topuna dönüp her yanımızı kül edeceğini hesap etmiyoruz. Fikir ayrılıklarımız intikam duygusuna dönüşüyor. Karşı taraf yok olmalı hissiyatı kaplıyor içimizi. Ama unutuyoruz işte, karşı taraf olmasa varlığımız bile şüpheli. Birbirimizi anlayacak yerde, en küçük hata karşısında bu bana nasıl yapılır öykünmesiyle had bildirme gayreti içinde oluyoruz.
Hele siyaset iklimimiz… Sözüm ona, yönetime aday olanlar karşı tarafı linç etmenin yollarını arıyor. Kime sorsan diğeri vatan haini. Savundukları argümanları zaman içinde değiştirseler ve birbirlerinden çalsalar dahi… Bu yolla bizi daha iyi manipüle edip, kitleleri peşlerinden sürükleyebiliyorlar çünkü. Bizler de hakikati aramak yerine, “Benim liderim hata yapmaz” diyerek hakikat pencerelerini kapatıyoruz. Esasında hepimiz gayet iyi biliyoruz; “Masum değiliz hiçbirimiz.”
Nasıl düzelir bu hastalıklı halimiz gerçekten bilmiyorum. Biraz sağduyu, biraz empati sanki iyi gelecekmiş gibi… Ama akvaryumdaki su hastalıklıysa balıklar iyileşse ne fayda. Kıvılcımı yaratan belki de sistemin ta kendisi…