DÜŞÜK FİYAT, ÜRETİCİ KÖYLÜYÜ ÜRETİME KÜSTÜRÜYOR
Açıklanan fiyatın üreticinin beklentisi altında kaldığına dikkat çekilirken, EMEK Partisi’nin yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Trakya Birlik hem son iki sezon üretici köylüler için sürdürülebilir ürün fiyat seviyesinin tesis edilemediğini hem de yağlık ayçiçeği rekoltesinin ekim alanlarının daralması ve olumsuz iklim koşulları nedeniyle yüzde 50 yeterlilik seviyesinin bile altına düşeceğini belirtirken üretici köylülerin 25-27 lira beklentisinin altında 20 TL fiyat belirlemiştir.
Ayçiçeğine emek verip alın teri dökerek üreten köylü ama; fiyat belirlemede söz sahibi olanlar ‘sektördeki paydaşlar’ adı altında tüccar ve sanayiciler. Ekmede yoklar, biçmede yoklar; yemeye ortak oluyorlar. Bu düzen değişmeli. Tarım ürünlerinin fiyatının belirlenmesinde gıda ve tarım tekellerinin egemenliği son bulmalıdır.
Ayçiçeği tarımının en büyük girdisi olan tohum, gübre, mazot ve ilaçta geçen seneden bu yana yüzde 40 ila yüzde 110 arasında fiyat artışı olmasına rağmen, ayçiçeği alım fiyatının ancak yüzde 33,3 kalması üreticiyi gelecek yıl ekemez duruma getirecektir. Uzmanlar bir dekar ayçiçeği üretim maliyetinin 3 bin 500, kilo başına ise 22-23 TL olduğunu söylüyor. Aynı zamanda ithal ayçiçeğindeki gümrük vergisi yüzde 27’den yüzde 8’e, ithal yağda ise yüzde 38’den yüzde 20’ye düşürülerek ithal yağın önü açılmaktadır. Mevsimlik kuraklıktan dolayı rekoltenin düşeceği açıktır. Trakya’da bankalara borçlarının faizini bile ödemekte zorlanan üretici köylülerin tarım aletleri, tarlaları haczedilmektedir. Kuraklık, düşük fiyat ve ithalat baskısının üzerine borçla yapılan üretime bir de haciz baskısı ve korkusu eklenmektedir. Bu durum gıda krizinin konuşulduğu böylesi bir dönemde üretici köylüleri üretmekten uzaklaştıracaktır. Bu durumdan kurtulmanın yolu; üretici köylünün yeniden üretime teşvik edilmesi için gerekli önlemlerin acilen alınmasıdır.
ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI YAPILDI
Ayçiçeği alım fiyatı 27 lira olarak yeniden düzenlenmeli, tarım alanlarını ‘iki yıl üst üste işlenmedi’ bahanesiyle tarım tekellerine, gıda şirketlerine peşkeş çekmeyi planlamak yerine üretimi teşvik edecek politikalar hayata geçirilmelidir. İthalatçı politikalara son verilmeli, üretici köylüye destekler arttırılmalıdır. Geçimlik tarım üretimi yapan küçük üreticilerin banka ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları silinmeli, başta mazot olmak üzere tüm tarım girdilerinde ÖTV ve KDV kaldırılmalı, sulamada kullanılan elektrik ve sulama suyu ucuzlatılmalıdır.
Partimiz, üretici köylüleri sayılan bu talepler etrafında birleşmeye ve tarım politikalarını belirleyecek güce erişmek üzere örgütlenmeye çağırmaktadır.”
Hüseyin TAYYAR