Devrim Gazetesi

Trump yönetimi ve politikaları dünyanın dengesini bozmaya devam ediyor. Tüm dünya her gün, yeni açıklamasını hem merakla hem de korkuyla bekliyor. Piyasalar altüst. Savaşın nerede nasıl patlak vereceği merak konusu.
İlk dört yıllık döneminde esasında Trump’ın dengesizliklerine alışmıştık… Ya da alıştığımızı sanmıştık. Amerika’yı yeniden büyük(!) yapma hedefi doğrultusunda alışık olunan tüm diplomatik teamülleri bir tarafa bıraktığına şahit olmuştuk. Ancak bu sefer daha farklı, daha dengesiz, daha ölçüsüz…
Neden peki?
Trump da gayet farkındaki, 1945 sonrası ABD’nin ilmek ilmek kurduğu dünya düzeni son bulmak üzere. Üretim, sermaye ve ticaret yolları tamamıyla el değiştirecek gibi gözükmekte. Doların egemenliği bitti bitecek. En önemlisi ise Çin tüm ihtişamıyla ABD’nin karşısına çıkmak üzere. Hatta çıktı bile.
Trump da tüm bunları engellemek ve ABD önderliğinde yeni dünya düzenini inşa etmek için çabalıyor. Grönland’ı istiyorsa sebebi; kutuplar eriyince kutuplardan geçecek yeni ticaret yolunu kontrol etmektir.
İsrail’in Filistin soykırımını ve hatta Gazze’nin tahliye planını onaylıyor, İran’ı vurmak için bahaneler arıyorsa, Uzakdoğu-Akdeniz hattını ve ticaretini kontrol altına almak istemesindir.
Altında, kripto paralarda garip şeyler oluyorsa, dolar sonrası dünyanın kullanması planlanan yeni rezerv paranın inşası çalışmaları nedeniyledir.
Kısacası, hepsi de çılgın ve hatta deli olarak düşündüğümüz Trump’ın planlı çalışmalarının ürünüdür.
Başarılı olur mu bilinmez… Esas soru şu; Trump öncesi ve sonrası ABD politikalarında değişen bir şey var mı? Diplomatik dilin, yöntemlerin değiştiği aşikar ancak hedef değişmiyor. Dünya hakimiyeti ve tüm sermayenin kontrolü, ABD’nin değişmez önceliği. Trump’ı farklı kılan ise sadece kaba ve alışılmadık yöntemleri.
Peki benim güzel ülkem, yeni dünya düzenine nasıl hazırlanıyor? Ülkem yeni dünya düzeninde etkin bir oyuncu mu, yoksa etkin olduğunu sanan ancak büyük güçlerin bir aparatı mı olacak?
İç siyasetimizdeki son dönemde yaşanan kısır tartışmalar, kaos ve kargaşa acaba yeni dünya düzeni öncesi gözlerimizi kapatmamız için olabilir mi? Umarım değildir. Bu kaygımı da bir sonraki yazımda anlatırım…