BEYAZ MİTİNGE DESTEK: SAĞLIK KRİZİ KRONİK BİR HAL ALDI
Dr. Yüceer, “Türkiye’de siyasi iktidarın yanlış politikaları yüzünden gittikçe kronikleşen bir sağlık krizi yaşanıyor. Giderlerse gitsinler diyen doktor düşmanı dışlayıcı zihniyete karşı hekimlerimiz meslek ahlakı ve tüm vatandaşlara yönelik nitelikli bir sağlık hizmeti için mücadele ediyor. Bu mücadelenin karşılığı ceza ve soruşturma olarak onlara dönmekte. 30 Haziran 2021 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği” aile hekimleri için ceza yönetmeliği gibi sonuç doğuruyor. Yönetmelik İl Sağlık Müdürlüklerine hemen her konuda ceza verme yetkisi veriyor. Hekimin aldığı ceza puanı 150’yi bulduğunda bir komisyon kurulup sözleşme feshedilebiliyor. Üstelik itiraz da edemiyorsunuz. İtiraz ettiğiniz İl Sağlık Müdürlüğü zaten cezayı veren kurum. Doktorun işine savunma almadan son veren bu adaletsiz düzen aile hekimliğini sözleşmeli bir kölelik düzenine mahkum etmekte. Çalışma barışına zarar veren ve insan haklarına aykırı bu yönetmeliğin bir an önce iptali gerekli” dedi.
SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKERKEN ÖRGÜTLÜ İTİRAZ YASAKLANIYOR
Uzun çalışma süreleri, sağlıkta şiddet, yoksulluk sınırı altındaki alım gücü ve sürekli hale gelen mobbing nedeniyle mesleki değersizleşme koşullarına dikkat çeken Yüceer, “Söz verildiği halde hekimlerimize ücret iyileştirmesi yapılmadı. Sağlık Bakanlığının sağlık çalışanlarının özlük haklarına duyarsızlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Vatandaşlar hekim istifaları nedeniyle kamusal sağlık sistemine ulaşamıyor. 2022 yılı itibariyle her ay 250 genç hekimimiz yurt dışına gidiyor. Kısa sürede randevu bulmak büyük kentlerde, özellikle cerrahi branşlarda imkansız hale geldi. Vatandaşlar ya özel hastanelere yöneliyor ve dolayısıyla daha yüksek bedellerle sağlık hizmeti satın almakta ya da tümüyle sağlık hizmetinden mahrum bir şekilde yaşıyor. Bu yoksunluk hali kabul edilemez. Sağlık krizine karşı sesini yükselten hekimlerimize ise sürekli bir şekilde sarı soruşturma zarfları gönderiyor. AKP iktidarı haksızlıklara karşı çıkan tüm duyarlı kesimler gibi doktorlarımızın da susmasını istiyor. Oysa ILO 87 VE 94 nolu sözleşmeler, uluslararası sözleşmeleri kanunlardan üstün tutan Anayasamız, AYM ve Danıştay’ın pek çok kararı açıkça gösteriyor ki hekimlerimizin toplu eylem hakkı var. Bu bağlamda itiraz eden, hizmet verdiği vatandaşı ve kendi mesleği adına meslek ahlakını koruyan hekimlerimize açılan tüm haksız ve hukuksuz soruşturmaların geri çekilmesini gerekli. AKP’nin baskıcı politikalarına karşı hekimlerimizin yanındayız” diye konuştu.
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ
Sağlık çalışanlarının taleplerini dile getiren Dr. Yüceer şunları söyledi: “Sağlık çalışanlarımız, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini, hastalık değil, hastalanmama üzerine kurulu politikalara öncelik verilmesini talep ediyor. Sağlık sisteminin temelini birinci basamak sağlık hizmetleri oluşturması gerektiğini ve basamaklı bir sağlık sistemi modeline geçilmesi gerektiğini dile getiriyor. Hekimlerin hastalarına yeterli süre ayırmalarını sağlayacak uygun çalışma koşullarının sağlanmasını; nüfus başına hekim ve sağlık çalışanı sayısı nitelikli sağlık hizmeti için gerekli ve yeterli düzeye getirilmesini talep ediyor. Şirketleşmiş hastanelerden vazgeçilmesini, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin bilime ve toplum sağlığına uygun yapılandırılmış kamu ve üniversite hastanelerinde sunulması gerektiğini ifade ediyor. Sağlığın herkes için parasız olması gerektiğini, sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını alması gerektiğini söylüyor. Hekimlerin gelirlerinin emeklerinin karşılığı, insanca yaşanabilir, emekliliğe yansıyacak tek ödeme olarak sağlanmasını, 7200 ek gösterge uygulanmasını istiyor. Çalışma alanlarının şiddetten arındırılmasını, uygulamada da güvenli hale getirilmesini talep ediyor. Meslek hastalığı yasasının ön koşulsuz çıkarılmasını, tüm sağlık çalışanlarına, pandemi süresince çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmasını istiyor. Sağlık hizmetlerinden kaynaklanan zararlarda hastaların kayıplarının kamu tarafından üstlenilmesini, ödenecek tazminatların hekim ve sağlık çalışanlarına yansıtılmadan ve vakit kaybedilmeksizin karşılanmasını talep ediyor. Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği, mobbing, KHK, arşiv taraması ve güvenlik soruşturması gibi baskıcı uygulamalardan vazgeçilmesini istiyor. Tıp eğitimi ve tıpta uzmanlık eğitimi alanın uzmanları ve meslek örgütünün önerileri ile nitelikli, uluslararası standartlara uygun hale getirilmesini talep ediyor. Çok sayıda tıp fakültesi açılması ve kontenjanların sürekli artırılmasından vazgeçilmesini, niceliğin değil niteliğin esas alınmasını istiyor. Hekim örgütlerinin hedef gösterilmemesini istiyor. Kısacası sağlık çalışanlarımız halk sağlığı için hizmet edebilecekleri sağlıklı çalışma koşulları talep ediyor.”
Oya ORHAN